• Anasayfa
  • Favorilere Ekle
  • Site Haritası

Ana Sayfaya Dönüş

En Çok Okunan Yazılarım

Güncel 

Yazılarım

Yorumlar

İletişim

Garcia'ya Mektup & Kazım KARABEKİR paşa ve İnisiyatif;

 (gtag.js) Milli meclisin ilk zaferinin yıl dönümünde olmamız nedeniyle bugünkü yazının konusunu özel olarak seçtim.

Bu yazıda; Garcia'ya Mektup ve 15 Kasım 1920'de Ermeni ordusunu tamamen yenilgiye uğratan Kazım KARABEKİR Paşanın kendi Kolordusunun silahlarını taşıyan Trenin yolunu kestirmesi ve silahları İngilizlerin elinden geri almasında İnisiyatif kullanımı konusunu ele alacağım.

Harp Okuluna ilk katıldığımda, bize ilk dağıtılan ders Notunun Garcia'ya mektup olduğunu hatırlıyorum ve Bu ders notunu içeriğini hiç unutmadım. Halen liderlik eğitimlerinde neden önemli olduğunu vurgulayarak anlatırım. Kısaca hikâyeyi size aktarmak istiyorum.

Elbert Hubbart'ın "Philistine" adlı aylık bir derginin 1899 Şubat sayısında Garcia'ya Mektup adlı bir makale yazmıştır. 118 yıl önce yayınlanan makalesi tarihin en fazla okunan makalesi olma özelliğini taşır. Bu makale sayesinde tüm dünya Garcia'ya mektubun hikâyesini öğrenmiştir.

Amerika İspanya ile o dönemde savaşmak üzereydi ve bu süreçte İspanya Sömürge Ordusu'nu tecrit etmek maksadıyla Kübalı General Garcia'ya mektup göndermek gerekiyordu.

Yöneticilikten Liderliğe Kişisel Gelişim Planlama Eğitimi için Tıklayınız.

Devlet Başkanı Mc Kinley, General Garcia'ya bir mektup yazdı. Mektubun süratle Gn. Garcia'ya ulaştırılması gerekiyordu. Başkan Amerikan askeri istihbaratının başındaki Albay Arthur Wagner'i çağırdı ve General Garcia hakkında sorular sordu.

Amerikan Askeri karargâhında Garcia'nın hangi dağda olduğu ve nasıl haberleşileceği hakkında bilgi yoktu, neredeydi, nasıl gidilirdi, hepsi meçhuldü. Başkan bu mektubu kim götürebilir dedi ve Albay,Teğmen Rowan dedi. Başkan, onu hemen görevlendirin diyerek emrini verdi.

Teğmen Rowan 8 Nisan 1898'de Mektubu götürmek için görevlendirildi. Teğmen Rowan mektubu aldı, torbasına koydu, gitti. 23 Nisan 1898 yılında Amerika İspanya'ya savaş ilan etti. Teğmen Rowan 13 Mayıs 1898 tarihinde mektubu teslim ederek, geri döndü ve Savaş kabinesi Sekreteri Russel A. Alger'e tekmilini verdi.  Bu başarısından dolayı F. Andrew S. Rowan terfi ettirilerek ödüllendirildi. Teğmen Rowan'ın yaşadığı maceranın ya da seyahatin zorluklarını ele almayacağız. Konu inisiyatif olduğu için görevi bu açıdan değerlendireceğim.

Bu hikâyeyi daha iyi anlayabilmek için yönetim konusuna bir göz atalım, Yönetici yönetmek için organizasyon oluşturur, oluşturduğu organizasyonda kişilere, görev ve sorumluluklar verir. Bu sorumlulukların yerine getirilebilmesi için yetki devri yapar. İcranın tamamlanabilmesi için ona oyun alanı tarif eder ve İcra süresince o sınırların içinde kalmasını bekler.

Yönetici görev verirken şu sorulara cevap verecek şekilde görevi verir, yani delegasyon tanımlar.  Delegasyon da kullanılacak format 5N1K'dan oluşur. Altta format verilmiştir.

KİM

İşi kim ya da kimlerin yapacağını belirler

NE ZAMAN

İşin Ne zaman ya da süreçte yapılacağını belirtir

NEREDE

İşin nerede yapılacağını belirler

NASIL

İşin nasıl yapılacağını açıklar, Burada kaynak ve personel planlamasını, icra yöntem ve süreçleri tanımlayabilir

NE MAKSATLA

İşin tamamlanması ile elde edilecek maksadı açıklar

NE YAPACAK

Ne yapılacağını açıklar.

 
Teğmen Garcia'ya görev verildiğinde bu formata göre durumu değerlendirirsek yani neler söylenmiş,

KİM

Teğmen Garcia

NE ZAMAN

En Kısa Sürede

NEREDE

Küba'da

NASIL

?

NE MAKSATLA

?

NE YAPACAK

General Garcia ya mektup teslim edecek


Bazen bilmemesinin iyi olması ya da sonucu anlamayacak olması, gizlilik gerekliliği gibi nedenler ile  "NE MAKSATLA"nın cevabı çalışana her zaman iletilmeyebilir.

Formatta "NASIL" yapacağı boş bırakılmıştır, çünkü General Garcia'nın nerede olduğu ve nasıl bulunacağı, kim tarafından tanındığı, aracıların kim olabileceği, ulaşım imkânları ve yöntemleri bilinmemektedir. Tüm bunlara ilaveten Küba'ya ulaşmak daha tehlikeli çünkü Küba o dönemde İspanyol gemilerince abluka altında tutuluyor.
Formatta, "NASIL" sorusuna cevap verilmemesi ve boş bırakılması işi yapacak olanın kararına yani inisiyatifine bırakıldığı anlamına geliyor. Teğmen Rowan'a İnsiyatif kullanımına fırsat verildiği anlamına geliyor.

Peki, İnisiyatif nedir?

"Size nasıl yapacağınız söylenmediği halde işi doğru şekilde yapabilmektir"

Uluslararası Pazarlarda Ticari İstihbarat, Hedef Pazar Belirleme, Müşteri Bulma Teknikleri Eğitimi için Tıklayınız.

Doğru yapmak zamanında, beklenen, istenen sonucu elde edecek biçimde ve kaynakları etkin kullanarak işi bitirmek gerekliliğini içermektedir.


Teğmen Rowan 'a nasıl gideceği ve nerede bulacağı nerede teslim edeceği, kaynakları nasıl kullanacağı, kime güveneceği, nasıl korunacağı, güvenliği nasıl sağlayacağı, işi nasıl başaracağı hiçbir detay aktarılmamıştır. Ancak kendi kararları doğru sonuca ulaşmıştır. Teğmen Rowan inisiyatif kullanmıştır.

İnisiyatif kelimesi, Fransızca kökenlidir. initiative (öncecilik, ön ayak olma, girişim). "bir şeyi ilk olarak yapma işi, karar alabilme yeteneği, öncelik ve karar üstünlüğü" anlamlarında kullanılmaktadır. İnisiyatif kullanmak, bir eylemi başlatmak, sürdürmek ve tamamlamaktır.

İnisiyatif alabilme özelliği, sorumluluk alma özelliği ile birlikte bulunması şarttır. Kendiniz karar verip işi yapıyorsanız, o kararınızın mesuliyetini alabilmelisiniz. İnsiyatif alan ve kendi kararını uygulayan kişi bu kararın riskini taşımalıdır. İnsiyatifin sivil ve Asker olarak ayrımı söz konusu değildir.

Amerikalı Bir teğmenin hikâyesini inisiyatif kullanma ile ilgili olarak yazdıktan sonra, kendi Milli kahramanlarımızdan Kazım KARABEKİR'İN İnsiyatif kullanması ile tarihi bir gerçek hadiseyi hatırlatmak istiyorum.

Mondros mütarekesine göre; Gerek askeri teçhizatın teslimine, gerek Osmanlı Ordusunun terhisine ve gerekse nakil vasıtalarının İtilaf Devletlerine teslimine dair verilecek herhangi bir emir, derhal yerine getirilecektir.

Osmanlı ordusu silah ve teçhizatını teslim etmek zorundadır ve Erzurum'da Bulunan İngiliz Yarbay Rawlison Erzurum'da bulunan 15 inci Kolordusunun ve Halkın elindeki silahların süratle kendisine teslimini istemektedir.

Kazım KARABEKİR paşa bu silah ve teçhizatı teslim etmemek için epey bir süre oyalama yapar. Fakat İstanbul hükümetinin emir vermesi üzerine silahları teslim etmek zorunda kalmıştır, bir çıkış yolu düşünerek silahları elinde tutmak için bir plan yapar, Teslim edeceği top kamalarını, makineli tüfek mekanizmalarını ve silahların trenle sevki esnasında geri almayı hesaplar.

Plan uygulamaya konur. Silah ve teçhizat trene yüklenir ve yola çıkar. Akşam Nişancı alay Komutanı Binbaşı Eminden bir mesaj alınır. Mesajda şu detaylar mevcuttur.

1.      26 Temmuz 1919 tarihinde Erzurum'dan yola çıkan Trenin yolu Taşkesen civarında kesilmiş ve halktan 10 kişi gelerek trende bulunan subaylar Mehmet ve Kâmil efendilerden silah ve teçhizatın kendilerine teslim edilmesini istemişlerdir. Subaylar bunu kabul etmemişlerdir. Bu sırada 300-400 civarında atlı gelerek trenin emniyetini sağlayan askerin ve subayların ellerini bağlamışlar, telefoncu asker dahil hepsini yanlarında götürmüşlerdir.

2.      Treni ise silah zoru ile Hidranlı'ya götürmüşler ve silahları tahliye ederek dağlara doğru gitmişlerdir, tam istikamet meçhuldür.

3.      Vagonda bulunan İngilizlere hiçbir şey yapılmamıştır.

Bu tam olarak Kazım KARABEKİR paşanın istediği mizansen dâhilinde Türk subaylarının bir operasyonudur. Trene gelen halktan 10 kişi, sivil giyinmiş zabitlerdir. Bu sayede silahların İngilizlere teslimi ve Erzurum'dan tahliyesi suya düşer.  Silahlar 15 inci Kolorduda kalır.

Burada Kazım KARABEKİR vatanı için doğru olanı yapmak için önce sorumluluğu üzerine almış ve mizansen düzenleyerek, trenin yolunun kesilmesi emrini vermiştir. Bu emrin sonuçlarına ve bunun doğuracağı riskleri üzerine almıştır. Bu dönemde yaptığı bu eylem nedeni ile divanı harbe verilebileceği gibi İngilizler tarafından sürgüne gönderilmesi söz konusu olabilirdi.

Liderlik ve Algı Yönetimi Eğitimi için Tıklayınız.

Amerikalı Teğmen kendisine verilen görevi "NASIL" sorusuna cevap almadan yaparken, Osmanlı Paşası Kazım KARABEKİR İstanbul'dan gelen emrin tam tersini yapacak cesarete ve bunun sonuçlarına, mesuliyetine sahip çıkacak kadar iyi yetiştirilmiş bir zabittir. 

Kazım KARABEKİR inisiyatifin tanımında olduğu gibi Karar alma yeteneği, Kararının uygulama ve bu kararı sürdürebilme konusunda çok başarılı olmuştur, Kendisine NE YAPACAĞI ve NASIL  söylenmeden doğruyu yapabilmiş ve Milletin kurtuluş savaşında kullanacağı silah ve teçhizatı Kolordusunun elinde tutmuştur.

Bu silahlar ile 15 Kasım 1920 yılında Ermeni ordusu tam olarak mağlubiyete uğratılmış ve Gümrü anlaşması imzalanmıştır. Bu başarıyı sağlayan trenin yolunu kesen, silahları taşıyan ve bu inisiyatifi kullanan tüm Türk Zabitlerini saygı ile anıyorum.

Çoğunluğumuz konuşurken çalışanlarımızın yaratıcı olmadığını, işini tam yapmadığını ve her şeyi, her adımda yöneticilerine sorduklarından şikâyet ediyoruz. Burada aynayı kendimize tutmalıyız.
Kendi karar veren ve inisiyatif kullanan çalışanlarınıza sonuç olumlu ya da olumsuz olduğunda nasıl davranıyorsunuz?

Burada temel iki soru aklıma gelmektedir:

1. Çalışan inisiyatif kullanmayı istememektedir, her zaman tam formatta delegasyon almak istemektedir. Neden?

2. Yöneticiler çalışanlarını yetiştirmek için fırsat tanımamakta ve inisiyatif vermemektedir.  Neden?

İnisiyatif vermeden çalışanlar içerisinde vizyon sahibi olanlar nasıl öne çıkacaklardır?

İşi daha iyi yapmak için çalışanlara kendi fikirlerini, yaratıcı düşüncelerini uygulama ve sonuçlarını görme fırsatı vermezsek vizyoner liderler yetiştirebilir miyiz?

Lütfen Garcia'ya mektup ve Kazım KARABEKİR paşanın Trenin yolunun kesilmesi olayında inisiyatif kullanmasını anlayarak, mukayese etmeyi deneyiniz?

Kişisel gelişim hedefiniz var ise; lütfen Eğitim konularımızı inceleyiniz.

Saygılarımla

Fikret GUZELLER
fikretguzeller@gmail.com