Liderlik ve Bilinçli Farkındalık (IV)
(gtag.js)Karar verme süreci kişilerin hayatında her zaman kullandıkları bir bilişsel süreçtir. Kişi yaşamı boyunca sürekli olarak seçimler yapmakta ve seçeneklerden birini karar olarak uygulamaya almaktadır, bunlardan bazıları, ne giyeceği, yemek siparişinde ne seçeceği, işe hangi yoldan gideceği veya asansörün düğmesine hangi parmak ile basacağı gibi bir dizi kararlardır. Alınan kararların bir kısmı değişkenler ve durum gözetilerek karar verilmiş olsa da, insanların otomatik olarak alışkanlıklarına bağlı olarak verdikleri kararlar ve uygulamalar yadsınamayacak kadar çoktur. İnsanın yaşamında, alışkanlıklar öğrenilmiş davranışlar yer almakta, kişilere bir konfor alanı yaratmakta ve bir farkındalık eksikliğine neden olmaktadır.
Bu alışkanlıklar nedeni ile kişiler iş hayatında ve günlük hayatta günün akışını bir nehrin akıntısında sürüklenen bir tekne gibi geçirebilmektedirler. Tekne otomatik pilot tarafından kontrol ediliyormuş gibi zaman içinde akmaktadır.
Akışın yoğunluğu, sağladığı alışkanlıklar, alışkanlıkların verdiği konfor alanı nedeni ile kişiler genel olarak ne kendilerine de çevrelerini gözlemlemek için vakit ayırmamakta, odaklanmamakta, dinlememekte ve hissetmemektedirler. Bu durumda şartlar ve tepkilerden bağımsız ve akışa bağlı bir liderlik anlayışı ortaya çıkmaktadır.
Lider, karşılaştığı durumda yaşamın bir anını yaşadığının farkında olmalıdır. Lider yaşadığı anın bilincinde olarak ve tecrübesi ile var olmalıdır. Yaşadığı duyguların etkilerini anlama ve bunları değerlendirme de bir bilgi edinme sürecidir. Bu yaşadığı an, planladığı veya umut ettiği gibi olmayabilir. Bunun sonucunda duyguları veya önyargıları ile değerlendirme yapmamalı, bilinçli ve soğukkanlı olarak konuyu algılamaya ve anlamaya çalışmalıdır.
Lider yalnızca kendi duygu ve bedensel tepkileri ile karşılaşmamakta aynı zamanda çevresindeki insanların duygu, tutum ve davranışları ile karşılaşırken durumu etkileyen ekonomik, siyasi veya yönetimsel etkenler ile karşılaşmaktadır. Unutmayınız ki, mikro saniyeler içinde insanı ve çevreyi etkileyebilecek çok faktör günümüzde mevcuttur.
Nehrin akışı hızlandığında veya beklenen, alışılan temponun dışına çıkıldığında, lider ve izleyiciler başarısızlıkla karşılaştıkların da, liderin tepkileri çalışanları, kitleleri ve liderin kendisini olumsuz etkilemektedir. Yaşanılan olumsuzluklardan kaçınmak için otomatik pilotta nehrin akıntısında giden tekne gibi hayatımızı sürdüremeyiz.
Şimdi! otomatik pilotta uyuyanlar için uyanma zamanıdır.
Bilişsel farkındalığı yüksek lider, takipçilerin beklenti ve ihtiyaçlarını fark ederek onları motive eder. İletişimde açıklık, şeffaflık ile kitleleri olumlu etkilerken, kişilerin yaratıcılık ve kişisel becerilerini sergilemelerini sağlar. Bu süreçte insanlarla duygusal bağ kurarak, liderliğini somutlaştırır. Liderin dikkatli olması ve farkındalığının yüksek olması takipçiler tarafından bilinir ve takdir edilir.
Lider varlığı ile iletişimde bulunduğu ortamda olanlarla birlikte olduğunu, varlığının orada olduğunu duruşu bakışı ve dinlemesi ile hissettirmelidir. Lider ile iletişime geçen kişi bu izlenimi yıllarca anlatabilmektedir. Bu nedenle iletişimde liderler güçlü olduğunu ve varlığı ile karşısındaki kişiye değer verdiğini hissettirebilmelidir. Yaşanan bu anlar, izlenimler çok uzakta olan veya daha sonra anıyı dinleyen insanları bile etkileyebilmektedir. Bir devlet başkanı ile karşılaşan insan bunu yıllarca anlatabilmektedir.
Kazım Karabekir Paşa Refahiye'de bulunan Kolordu Karargâhına gitmektedir, yerde yarım metre civarında kar, buz vardır. Kazım Karabekir Paşa geceyi Arapgir'de geçireceğini önceden bildirmiştir. O yıllarda şehirlerde elektrik ve sokak lambaları olmadığı için Arapgir karanlıktır. Maiyeti ile birlikte yürüyerek geldikleri için hava karardıktan sonra Arapgir'e ulaşırlar ancak kendilerini bekleyen Kaymakam ve Jandarma subaylarını ilçenin girişinde bulamazlar. Gecenin karanlığında Arapgir sokaklarında Kaymakamlık binasını ararlar.
Bu esnada Kaymakam ve Subaylar Kazım Karabekir Paşaya yetişirler ve özür dileyerek konaklanacak binaya götürürler. Aslında iki jandarma ilçe girişine karşılama ve kılavuzluk için nöbetçi bırakılmıştır fakat jandarmalar paşayı görünce karşılamak yerine Kaymakam beye haber vermek için yerlerinden ayrılmışlar paşa bu nedenle yolunu kaybetmiştir. Konu anlaşılmıştır fakat Paşa çok sinirlidir, gecenin ayazında üşümüş, yorgundur. Buna ilaveten binayı ararken düşmüş ve bastonu kırılmıştır.
"Getirin bana Jandarmaları diye emreder, getirin onlara burada meydan dayağı attıracağım, kulaklarına küpe olsun diye haykırır," Askerler getirilir, onlar hem mahcuptur, hem de korkmaktadır. Paşa şöyle der, "Şimdi ben düştüğüm için sinirliyim. Maruz kaldığım bir azadan dolayı sizlere ceza vermeyi hatıralarımın arasına katmak istemiyorum, Sizler af ettim."
Burada Kazım Karabekir paşa kişisel olarak hissettiği kızgınlık duygusunun etkisi ile makam ve mevkisini verdiği gücü kullanarak askerleri cezalandırmamıştır.
- İç dünyasındaki kızgınlığın bilişsel sistemi etkilediğini ve kararlarının doğru olmayacağını fark ederek konuyu duygularının yönlendirdiği gibi değil, bilişsel sistemi değerlendirme sonucunda vakayı olumlu olarak kapatmıştır.
- Askerlere vereceği cezanın oluşturacağı olumsuz havanın, o ortamda bulunan Kaymakam ve jandarma subaylarına yansımasına engel olmuştur. Oluşturacağı etkinin, çevredeki her insanda tepki veya etki oluşturacağını değerlendirmektedir.
- Vereceği cezanın, haksız olacağını ve gelecekte vicdanına yük olacağını bilmektedir ve vicdanı ile tarttıktan sonra haksızlığın yükünü gelecekte taşımak istemediğini ifade etmektedir.
- Lider olarak askerleri ile birlikte yürümesi ve askerleri ile aynı şartlara tabi olması nedeni ile Büyük İskender'in askeri ile aynı şartlarda yaşaması benzerlik göstermektedir.
- Farkındalık iç dünyanda olanları değerlendirmek iken, bilinçli farkındalık çevrede olanları ve etkilerini de görebilmektir. Karabekir Paşa tutum ve davranışı ile lider olduğunu gösterirken. Bunun bilinçli farkındalıktan kaynaklandığını günümüz bilgi birikimi ile anlıyoruz.
Askerler meydan dayağı yemiş olsalardı, değersiz hissetlikleri anı unutmazlardı. İnsanlar değersiz hissettikleri anı asla unutmazlar. Bu nedenle lider insanlara yaşadıkları anda liderin varlığını somut olarak hissettirecek duygu, tutum ve davranışı sergileyebilmelidir. Bu ise sadece lidere bağlı değildir, çevre iletişimdeki kişi ve liderin karşılıklı etkileşimi söz konusudur. Bu ise liderin farkındalığının yüksek olmasını gerekli kılmaktadır.
Lider bir insandır, yaşadığı anda, iletişim esnasında geçmiş, anı ve geleceği düşünebilir, duygularının etkisi ile düşünceleri dağılabilir. Lider duygularını, bedenini ve aklından geçenleri değerlendirerek, bunların etkilerini aklı ile dengeleyebilen bir kişidir.
Bu noktada bilinçli farkındalık liderlere ne yapıyor oldukları ile ilgili varsayımlarını, aslında ne yaptıklarını ve tüm fenomenlerin gerçek doğasını fark etmede yardımcı olan bir kavramdır ve liderin bireysel etkinliğini artırmaktadır.
Felsefenin ve tasavvufun temel prensibi olan kendini bilmek, aslında insanın kendini arama, kendini keşfetme serüvenidir.
Lider olmak ve liderlik eğitiminde amacınız lider olmaktan çok her adımında yeni bir şey öğreneceğiniz bir yolculuk olmalıdır. Liderlik yolculuğunda kendiniz keşfedecek ve kendinizi bulacaksınız.
Benim yüksek lisansım, doktora derecem var, iki üniversite mezunuyum. Ben yurtdışında, Boğaziçi'nde, ODTÜ'de okudum. Bilinçli farkındalığım yüksek, diplomalarım bunun ispatıdır diyorsanız. Özgüveninizin kaynağını tekrar kontrol ediniz.
Kazım Karabekir'in liderlik karar, tutum ve davranışı sergilerken erdemli bir insan portresi çizdiğini görüyoruz. İnsanın hayat dengesini sağladığı beden, duygular ve akıl üçgeninde akan nehri kontrol edebilmek için eğitim, diploma, değil kendini bilmek gerekir. Hacı Bektaş Veli’nin bir dörtlüğünü liderinde insan olduğunu düşünerek okuyarak yorumlayınız.
Hararet nârda’dır sac’da değildir
Kerâmet sendedir tâc’da değildir
Her ne arar isen kendinde ara
Kudüs’te Mekke’de Hâc’da değildir.
Saygılarımla
Fikret GÜZELLER