• Anasayfa
  • Favorilere Ekle
  • Site Haritası

Ana Sayfaya Dönüş

En Çok Okunan Yazılarım

Güncel 

Yazılarım

Yorumlar

İletişim

Bilgiden Korkuyor muyuz? İSTİHBARAT


 (gtag.js) İntelligence kelimesi İngilizcede anlama, kavrama, idrak,  demektir  Latince ise  intelligentia anlama yetisi, idrak anlamak, kavramak  demektir. Kelime olarak incelendiğinde sadece veri toplamayı içermediği aynı zamanda analiz ederek anlaşılmayı ve konuyu kavramayı içerdiğini anlıyoruz. Bizde ise Arapça kökenli olan İstihbar yani haber almak anlamına gelmektedir. İstihbarat sözcüğü haline geldiğinde ise, kavramsallaşmış hale gelir ve haber alma anlamını belirtir.

Batı Kültüründeki kelimenin tanımında analiz ve kavrama varken bizde sadece haber almak boyutunda kelime olarak kültürümüze yansımıştır. Kültür ve anlayış farkı çok açık olarak görülmektedir. Batı istihbaratı analiz ve kavrama ile tanımlarken biz sadece ilk basamağı haber alma ile tanımlamaktayız.

Günümüzde istihbarat diğer organizasyonlar hakkında açık veya kapalı kaynaklardan haber, doküman veya bilgi toplayıp, analiz ve değerlendirmeler işlemlerine tabi tutarak sonuca ulaşılması, yani karar verilmesi için gereken bilginin sağlamasını yapan ana kaynak olarak nitelenebilir. Bu açıdan değerlendirildiğinde batı Ekonomi, askeri istihbarat, teknoloji, rekabet, gibi alanlarda istihbarata ayrı bir önem vermişler ve devletler ve iş hayatlarında etkin olarak kullanmışlardır ve kullanmaya devam etmektedirler.

Rekabet istihbaratı ülkenin ekonomik gelişiminde şirketlerin ihtiyaç duyduğu global verilerin şirketlere akmasını sağlayacak ve analiz edildikten sonra şirketlerin uzun ve kısa vadeli kararlarını biçimlendirecektir. Bu kısa açıklamadan baktığımızda İstihbaratın şirketlerimiz ve ülke ekonomimiz için çok önemli olduğunu anlıyoruz.

Rekabet istihbaratı şirketler ve piyasa oyuncuları için bu kadar önemli iken bu istihbaratın biçiminin neden ve nasıl oluştuğuna kısaca bakalım.  Bunun için konuya Economic warfare, ekonomik savaşı kısaca ele alarak başlamakta yarar var.

Ekonomik savaş: Günümüzde Ülkeler milli menfaatlerini korumak ve milli hedeflerine ulaşmak için ekonominin unsurlarını, ekonomiyi silah olarak kullanmaktadırlar, Bunu Ekonomik savaş olarak isimlendirmekteyiz. Ekonomik savaşın ihtiyaçları nedeni ile İstihbarat Ticari hayatın içinde daha çok yer almaya başlamıştır. Amerika Birleşik devletleri 1940 yılından itibaren Ekonomik savaş bölümünü kurarak Ekonomik savaş faaliyetlerini organize etmeye başlamıştır, bu bölüm zaman içinde yapı değiştirmiş olmakla birlikte faaliyetlerini sürdürmektedir.

1940 yılından itibaren Devletlerin milli menfaat ve güvenliklerini sağlamak için kullandıkları ve önem verdikleri İstihbarat ekonomi alanında kullanma ve ticari hayatın içinde yer almaya ve organize edilmeye başlanmıştır. Bunun savunma ve saldırı boyutu olduğunu bilmekte yarar vardır. Alınan ekonomik kararlar başka bir ülke ekonomisini olumsuz etkiliyor ise SALDIRI, kendi ülke ekonomisini ve şirketleri koruma amacını taşıyorsa SAVUNMA amaçlıdır.

Devletler aldıkları ekonomik kararlar ile gümrük vergileri, ihracatı kolaylaştıran yasalar veya üretime verecekleri teşvikler ile ekonomiyi istedikleri yönde şekillendirmeyi yapmaktadırlar. Bu kararlar kendi ekonomisini olumlu yönde etkilerken hedef ülkenin ekonomisini ise olumsuz yönde etkileyebilmektedir.

Örneğin Türkiye'nin ihracatını yaptığı gıda ürünlerinde böcek ilacı kalıntısı yönetmenliğini çıkaran ithalatçı ülke, çevreci ve insan sağlığını koruyan bir  yaklaşım uyguladığı düşünülebilir. ülkenin ihracatını olumsuz etkilemesi açısından bakıldığında ekonomik sonuçlarına bakıldığında ekonomik bir savaş kararı olarak da düşünülebilecektir. Ülkelerin ekonomik politikaları rekabeti çok açık şekilde etkilemektedir.

Çok büyük finansal grupların borsalar üzerinde veya finansal piyasalarda yaptıkları alım ve satın alma işlemleri ülke ekonomilerini olumlu veya olumsuz olarak etkileyebilmektedir. Bu saydıklarımdan daha fazla etkisi olan kararlar ise ülkelere uygulanmakta olan Ekonomik ambargolardır ve bu ambargolar ülke ekonomilerini olumsuz olarak etkilemektedir. Petrol fiyatlarında olan radikal değişimlerin tesadüfi olduğunu düşünürsek bunda yanılırız. Buna benzer şekillendirmeyi yapan güçlerin varlığı söz konusudur. bu kararlar için gereken bilgi istihbarat kurumlarınca sağlanmaktadır.

Dünya'da savaşların sadece silahlarla yapılmadığını, bu savaşın ekonomik alanda devam ettiğini özetledikten sonra bu devam eden savaşın en çok ihtiyaç duyduğu veri, Enformasyonu sağlamak üzere İstihbarat örgütlerinin devreye girmesi söz konusu olduğunu biliyorsunuz.  Elde dilen girdiler analiz edildikten sonra oluşan bilgiyi kullanmak üzere devlet mekanizması devreye girmekte açık yada örtülü kararlar ile ülke ekonomileri etkilenmektedir. Devletler karar mekanizmalarında bilgiyi yorumlayarak faklı mekanizmalar ile karar almaktadırlar.Gerektiğinde Ülkelerin istihbarat örgütleri  devreye girerek ülkelerde ekonomik operasyonlar için faaliyetler yürütmektedir. Bu faaliyetlerde yer alanlar doğal olarak ticari kuruluşlar ve STK veya organizasyonlar olmaktadır.


İnternette CIA'nin kamuya açıklanan raporlarına baktığımızca CIA ekonomik savaş konusunda düzenli faaliyetlerini sürdürmektedir.  Ülke İstihbarat örgütleri sağladıkları bilgiler ile ülke stratejilerinin belirlenmesinde ve uygulanmasında etkin olmaktadırlar.

1940'lı yıllarda Amerika'da başlayan ekonomik savaş planlama çalışmalarının İstihbaratla işbirliği zamanla genişlemiştir. Hedef ülkelerin ekonomileri şirketleri, kaynakları, ekonomik faaliyetleri, İşbirlikleri, yatırımları, planlamaları izlenmeye başlamıştır ve Bunun sonucunda İstihbarat örgütlerinin ülkelerin ekonomileri ve şirketler hedefi olarak belirlemesi ve faaliyetler düzenlemesi söz konusu olmaktadır.

Sun Tzu felsefesi ile stratejik yönetim eğitiminde vurguladığım bir hususu tekrarlamak istiyorum askerler hayatları ve ülkeleri için savaşlılarken, Şirketler ekonomik savaş yürütmektedir bunun iki amacı vardır para kazanmak ve varlıklarını sürdürmek. Ekonomik savaşın doğal sonucu olarak şirketlerde kendi çaplarına göre hedef ve rakip seçerek planlama yapmaktadırlar.

Devletler kararlar alırken bunu kendi mekanizmaları içinde uygulamaktadırlar ancak piyasadaki şirketlerde bu yasa ve kurallar ile şekilleneceğinden devletin uygulamaları ile güçlenecek veya zayıflayabileceklerdir. ( Teşvikler, Özel Tüketim vergileri, Kotalar, Dahilinde işleme sistemler) Şirketlerde bu ekonomik savaşın içinde yer aldıklarından dolayı rekabet edebilmek için bilgiye ihtiyaç duymaktadırlar. Devletlerin ekonomik ve siyasi kararlarının Rekabeti etkilemesi nedeni şirketler piyasa düzenleyiciden taleplerde bulunmaktadırlar ve Devlet- Ekonomi-Şirketlerin menfaatleri birbirine bağımlı gibi durmaktadır.

Ekonomik savaş için kullanılan istihbarat zamanla globalleşen dünyada altta saydığım nedenlerle tabana doğru yani şirket seviyesine kullanımı yaygınlaşmıştır.
  • Rekabetin şiddetlenmesi ve genişlemesi

  • Teknolojinin çok çabuk taklit edilebilmesi

  • İletişimin hızlanması ve globalleşmesi

  • Ürün ömürlerinin kısa olması ve kar etme süresinin azalması, rakiplerin hızla aynı veya benzer ürünleri üretmeleri

  • Rekabet için artan bilgi ihtiyacının karşılanması

  • Stratejik kararlarda doğru ve etkin karar verebilmek için rekabet istihbaratında etkin çıktılar elde edebilmek için kullanılmaya başlanmıştır.

  • Devletlerin siyasi ve ekonomik karar mekanizmalarında şirketlerin/piyasanın isteklerinin global bilgiye dayanması ihtiyacı

           
Sun Tzu Felsefesiyle Stratejik Yönetim ve liderlik Eğitimi İçin Tıklayınız.

Ekonomik savaşta istihbaratın organize olarak şirketler tarafından kullanılmaya başlaması ve rekabet istihbaratı oluşmuştur. Rekabet istihbaratının şirket organizasyonunda yer alması ve düzenli istihbarat faaliyetlerinin yürütülmesi, toplanan bilgilerin analizi ve değerlendirilmesi sonucunda
  • Rekabet istihbaratı çıktıları ile firmaların korunması ve Rekabet gücünü koruyarak ülke ekonomisine katkıda bulunması

    • Şirket yönetimince alınacak yönetsel kararlar ile

    • Ülke ekonomi yönetiminin uygulayacağı ekonomi politikaları ile;

  • Rekabet istihbaratından elde edilecek bilgilerin kullanımı ile Rakip ülke ekonomisinin olumsuz etkilenmesini sağlayacak kararların devletçe alınması;

    • Ülkesindeki şirketleri güçlendirecek teşvik ve vergi politikaları

    • Kotalar, Özel tüketim vergileri, karayolu kotaları vb tedbirler ile yerli üreticinin korunması;

  • Rekabet istihbaratından elde edilecek bilgi ile katma değerli veya inovatif ürünlerin üretilmesi ile şirketin ülke ekonomisine katkıyı artırması

  • Ülkelerin ekonomik faaliyetlerinin mikro seviye kadar takibi, (önemli şirketleri, hammadde kaynakları dahil olmak üzere)

Ekonomik savaşın Şirketlere olan etkisi ve sonuçları olarak Rekabet istihbaratının küçük şirketlere kadar yayılması ile;
  • Bu sayılan faaliyetler istihbarat anlamında şirketlerimiz tarafından yürütüldüğünde istihbarat toplama faaliyeti artacağından bilgi kaynağı artacaktır,

  • Toplanan bilgilerin devlete akması ile devlet ekonomiyi doğru olarak yönlendirerek firmalarına rekabet gücü kazandırarak ülke ekonomisinin büyümesine katkıda bulunacak kararların alınması söz konusu olacaktır.

  • Firmalar tarafından üretilen bilgi ve analizler, firmaların ihtiyaç duyduğu sektörlere göre olacağından ihtiyaçlardan kopuk olmayacaktır. Toplanan bilgilerin sektörlerin doğru ve etkin yönlendirilmesine katkı sağlayacaktır.

  • İstihbarat ihtiyaçları ve bilgi toplama ve analiz çıktıları gerçekçi olacak aynı zamanda sermayeyi koyan ve riski üstlenen yatırımcı kendi kararını verecektir.  İhtiyaç duyduğu istihbaratı elde etmek için hedef odaklı çalışacaktır.

  • Rekabet istihbaratı ile istihbarat faaliyeti tabana yayılacağından ülkede mevcut bilgi zenginleşecek ve sektör bazında sınıflandırılacağından tasnif edilmiş olması ayrı bir avantaj olacaktır.

  • Bu faaliyeti tüm sektörler için devlet yapmaya kalksa gerek kaynak gerekse ihtiyaç tespiti açısından bu çalışmaları gerçekçi olarak yapamaz.

  • Özel sektörün rekabet istihbaratında faaliyet göstermesi ile devlet kaynak ayırmadan, istihbaratın alanını genişletmiş olmaktadır.

  • Bu faaliyetin sonucunda şirketler kendileri korumak amaçlı faaliyetler göstereceğinde ülke ekonomisi de dolaylı olarak korunacaktır.

  • Aynı zamanda özel sektör bu istihbarat faaliyetlerine kaynak aktaracağından devlet kaynak ayırmadan, ülke ekonomisine yük olmadan  ülke ekonomisinin korunması ve gelişmesi için özel sektör çalışmış olmaktadır.

Yukarıdaki avantajları ele aldığımızda devletlerin rekabet istihbaratını ülkelerinde organize etmelerinin ne kadar önemli olduğunu görüyoruz ve anlıyoruz.  Yazıma Amerika'da ortaya çıkan Economic warfare - Ekonomik savaşın açıklaması ile başlamıştım ve kısaca izah ettiğim gibi yukarıda başlayan istihbarat faaliyetleri zamanla piyasa seviyesine inmiştir.

Yaklaşık 30 sene önce 1986 yılında Amerika'da Strategic and Competitive Intelligence Professionals (SCIP) örgütü kurulmuştur. Bu örgüt kar amacı gütmeyen bir kuruluştur, Stratejik ve rekabet istihbaratı uzmanlarını bir araya getirmektedir. Sanayi, akademik, iş hayatı ve devletten gelen uzmanların çalışması ile stratejik istihbarat, araştırma, karar destek araçları, süreçleri oluşturmak ve paylaşmak, analitik yetenekleri geliştirmek için çalışmaktadırlar. Bu çıktılar ile şirketler, organizasyonların faaliyetlerini destekleyerek rekabet avantajı sağlamayı hedeflemektedir.

Bu yapıdan şunu söyleyebiliriz 1940 yılında devletin üst kademsinde başlayan istihbarı bilgiyi kullanma ve devletin çıkarlarını korumak ve çıkar elde etme düşüncesi ve çalışmaları 1986 yılından itibaren çok güzel ve yararlı şekilde iş hayatına, özel sektöre  entegre edilmeye başlanmıştır.

Bildiğiniz gibi bir çok teknolojinin kaynağı askeri ihtiyaçlar ve silah sanayi olmaktadır. Burada da günümüzde en kıymetli varlık olan bilginin toplanması ve kullanılması özel sektöre öğretilmeye ve aktarılmaya başlanmıştır. Devlet istihbaratın yani bilgiyi üreterek analiz etme ve kullanma becerisini eski istihbarat çalışanları marifeti ile özel sektöre taşımıştır diyebiliriz.

Bunun nasıl başladığını, Amerikan devletinin mi organize ettiğini yada kendiliğinden mi oluştuğunu bilemem, bildiğim ve taktir ettiğim konu üretilen bilginin ve kullanım alanın artmasının devletin ve ülkenin yararına olduğudur. Amerika'da bu yapılmıştır ve ülkede şirketlerde organize rekabet istihbarat faaliyetleri başlamıştır, gelişmeye devam etmektedir.

Gelelim kendi ülkemize; Ülkemiz Üst Orta gelir eşiğinden üst gelir grubuna geçmek için bilgiye İhtiyacı vardır: Bu bilgiyi
      • Ar-Ge kapsamında

      • Inovasyon yapabilmek

      • Katma değerli ürün çıkarabilmek

      • yeni pazarlar bulabilmek için

      • Rakipler hakkında bilgi edinerek rekabet edebilmek için kullanacaktır
Bu kullanım içinde Stratejik ve taktik kulanım mümkün olacaktır.


Yazımızın başlangıcında değindiğim gibi bizde kültür ve anlayış farkı söz konuşur Ülkemizde istihbaratı tam olarak içeriği ile anladığımız söyleyememeğim. Ülkemizde terör eylemlerinin önlenmesi, suçun önlenmesi vb olayların önlenmesi diğer deyişle daha çok güvenlik boyutu anlaşılmaktadır ve Ülkemizde İstihbaratın önemli olduğunu hepimiz kabul ediyoruz. Fakat bu algımız daha çok güvenlik konusu ile sınırlı kalmaktadır. Tarihsel süreç içinde gelişen refleksler nedeni ile toplumumuz istihbarata karşı çekingen bir yaklaşımdadır. Bazen kendime soruyorum. Toplumumuz İSTİHBARAT'TAN KORKUYOR MU?

Devlet ve şirket yöneticilerimiz Rekabet istihbaratının uygulama alanın artması için çaba sarf etmek zorundadırlar. Bu çekingenliğin yada korkunun yenilmesi gerekmektedir. İstihbaratın organize edilmiş bilgi kaynağı olduğunu büyümek ve daha çok kazanabilmek için bilgi kullanımının şart olduğunu kabul etmelidirler.

  "Düşmanı ve kendinizi iyi biliyorsanız, yüzlerce savaşa bile girseniz sonuçtan emin olabilirsiniz.
Kendinizi bilip, düşmanı bilmiyorsanız, kazanacağınız her zafere karşın yenilgi ile de karşılaşabilirsiniz.
Ne kendinizi ne de düşmanı biliyorsanız, sizin için gireceğiniz her savaşta yenilgi kaçınılmazdır. "(Sun Tzu, The Art of War, 511 M:Ö)

Amerika'daki şirketler 30 senedir rekabet istihbaratını nasıl bilgi kaynağı olarak kullanıyorlar ise " Gelin rekabet istihbaratını ülkemizde yaygınlaştıralım.

Akıllı adam aklını kullanır. Daha akıllı adam başkalarının da aklını kullanır./ Bernard Shaw